Uzun zamandır bloğumla pek ilgilenemedim, farkındayım. Aklımda
bazı projeler dolanıyor, onlar için vakit yaratmaya çalışıyordum. Bazı projeler
üzerinde çalışabildim bazıları ise bekleme modunda hala. :) Ancak daha fazla
post girmezsem bu mecradan dışlanacağımı hissettim –ve geldim!
Tabii bu süre zarfında yazmayı kesmedim. Çünkü yazmak ve
akabinde okumak en büyük motive kaynağım. Sadece bloğa ekleme yapmadım… Uzun zamandır
ülke olarak kötü günler geçiriyoruz ve bu gerginlik bireylerin üzerinde de
olumsuz etkiler yaratıyor. Bir yanda patlayan bombalar, tüfek silah sesleri,
şehitlerimiz, hayatını yitiren masum çocuklar ve sivil halk, talan edilen
ormanlarımız, her gün tacize tecavüze uğrayan kadınlarımız, birbirine nefret
kusan vatandaşlarımız, çoğunluğu aç ve açıkta yaşayan mülteciler…
Yine de diyorum yine de barış gelecek!
Tüm bunların arasında mutlu olmak –mutlu olmam mümkün değil
elbette. Tek tutunduğum umudum. Yine de diyorum yine de barış gelecek! Hani o
herkesin umudu, herkesin istediğini bende istiyorum. Ne yapmak lazım barış
için? Fikirlerim nezdinizde değerli midir bilemiyorum, ancak birazda faydası
olacağı konusunda eminim…
Lütfen, lütfen artık düşmanca yaklaşmayalım hiç kimseye.
Yıllarca kardeş kavgası görmüş bu topraklarda daha fazla kine, hırsa, dövüşe yer
vermeyelim. Empati önemli olan ‘kendini bir başkasının yerine koyarak düşünme
kabiliyeti, duygudaşlık’, empati yapalım.
Bir başkasının hayat tarzını sorgulayıp sırf bizim gibi
olmadığı için yargılamayalım, olmaz mı? Her insanın hayat felsefesi farklı. Bizden
olmayana da saygı duyalım!
Kaba kuvvete başvurmayalım… Sırf bize gücü yetmiyor diye
karşımızdakini ezmeyelim, hor görmeyelim. Kadınlarımızı, çocuklarımızı
dövmeyelim. Şiddete dur diyelim!
Hani öğretirlerdi ya bize ilkokuldan beri. Okuma fişlerinde,
okul tabelalarında yazardı; “Doğayı sev, yeşili koru” diye. Bunu yalnızca
okuyup geçmeyelim, uygulayalım lütfen!
Lütfen, mutsuzluğa çare bulmak için el ele tutuşmamız gerek…
Sevgiyle…
0 yorum:
Yorum Gönder